Bu örtüler, bu çarşaflar, o iç kapayıcı sakallar, bu ölüme çağrı neden? Bunca eskiye bağlılık, şiddet gösterisi neden? Bütün bunlar o toplumların, onların kültürlerinin, dinlerinin özünde mi var? İslamiyet özgürlükle, demokrasiyle, insan ve kadın haklarıyla, modernlikle bağdaşabilir mi?
♤Tanrı'yı kurtarmada başarısız olan insanlık şimdi tüm gücüyle bu evren içindeki kurmacayı/düşselliği kurtarmaya çalışıyor.
♤“Hakiki Dünya'yla birlikte görünümler Dünya'sını da yok ettik” diyen Nietzsche,
Baudrillard’dan çok daha önceleri hakikâtin öldürülmeye başlandığının haberini vermiştir...
♤Modernleşen ve modernleşmekte olan toplumlar, bunalımlarla yüzleşmek zorundadırlar. Modern toplumlarda bireyler kuşatılmış, nesne konumuna indirgenmiş, kendine ve çevresine yabancılaşma, yok olma tehlikesi ile baş başa kalmıştır. İnsanı biçimlendiren bir kafes olan modern toplumda ruhu, cinsel ya da kişisel kimliği olmayan, buharlaşan insanlar vardır.
♤[...] yeryüzünde bir cennet kurma teşebbüsünde bulunan insanlık iki büyük dünya savaşı, bölge savaşları ve sömürgecilik tecrübesini yaşamıştır.
Sanal gerçekli ya da MetaVerse'in tanımı.
♤Elindeki cep telefonla, başındaki işitsel kask ile aynı zamanda başka yerde olacak...
●Benim notum{Metaverse" Dijital yaşam" }
Aynı zamanda evren ötesi ya da öte evren olarak da adlandırılan Metaverse, bilgisayarlar, android cihazlar, VR lensler ve çeşitli 3D kullanıcı ara yüzleri sayesinde içinde bulunulan zaman ve mekân boyutundan uzaklaşılarak, fiziksel olarak içinde bulunulan evrenin ötesine geçme potansiyeli olarak da tanımlanmaktadır
Platon’un aciz insanlarının kaderini yaşamaktayız./ A.Dağ
♤ İçinde yaşadığımız düzende teknolojik aygıtlarla parçalanan, hırpalanan, fraktal yani gönüllü kölelik biçimi yaşayan, bir anlamda geçmiş çilecilerin ve keşişlerin kaderini yaşayan modem bireyin varlığı söz konusudur
♤[...] öznenin yerini nesne almıştır.
♤İnsanoğlu türün yaratılışını sanal olarak yeniden canlandırmayı gerçekleştirerek hem geçmişimizi hem de geleceğimizi sanal gerçeklik durumuna dönüştürmekte tüm geçmişimizi fosil bir "simülakr" içine kaydırmaktadır.
●Benim notum {Simulakrum doğadaki cansız maddelerin kendiliğinden, bir anda veya zamanla bir canlıya benzer biçim almasına ve bu tür oluşumlara verilen addır. Felsefede ise Jean Baudrillard görüşüne göre orijinali, gerçeği, ilk örneği olmayan; kendisi zaten kopya olan bir şeyin kopyasını anlatan bir terimdir.
♤Geliştirdiği makinenin ve teknolojinin kendisine kolaylık ve özgürlük sağlayacağını düşünen modern insan, özgürlüğünü kaybettiği, akıl tutulmasının ve niteliğin değil niceliğin hâkim olduğu köleleştirici bir düzen inşa etmiştir...
♤İnsanlık, aklın sekülerleştirilmesi yani Tanrı'dan kopartılmasıyla ve araçsal olarak kullanılmasıyla yeni bir barbarlık biçimine sürüklenmiştir.
♤Aydınlanma ve modernite; aklı her şeyden üstün gören, Tanrı'yı tahtından indiren, onun yerine kendi aklını ve bilimi ikame eden, doğayı kendi tahakkümünde ve güdümünde gören insan tipini doğurmuştur.
Maurice Blanchot
...ölümcül arzu, fiziksel şiddet, kendini ve başkasını kurban etme (sacrifice), delilik öne çıkmaktadır. Blanchot'daki başka insanla ilişki budur da. Tehditkâr bir olayın, yıkımın, dağılmanın düşüncesi ve sınaması.
Sayfa 46Kitabı okudu
Biraz Uzun Oldu Ama; +1
Burada, bir başka dile ve kültüre neden saldırılır; o dili, kültürü ve insanını, kendi dilimiz ve kültürümüzün, doğrudan kendimizin bir zenginliği, tamamlayanı, yücelteni olarak görmeyiz de şiddetli bir öfkeyle yok etmeye çalışırız? Bu nasıl bir yönetim anlayışı, nasıl bir insan psikolojisidir ki, sahip olmadığı ne varsa, ya da yok ettiği ne
